Sözlerimin başında 6 Şubat tarihinde ülkemizde meydana gelen ve 11 ili etkileyen asrın felaketi depremde hayatını kaybedenlere Yüce Mevla’mdan rahmet diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
Yakınlarını kaybeden vatandaşlarımıza ve Aziz Milletimize başsağlığı diliyorum.
Duam ve Niyazım odur ki,bir daha böyle büyük afetleri yaşamayalım.
Değerli Basın Mensupları,
28 ŞUBAT 1997.
Türk Siyasetinin Darbeci – Kara günlerinden biri olarak tarihin sayfalarında yerini aldı.
Ne olmuştu 28 Şubat’ta?
28 Şubat’ta yapılan MGK toplantısı 9 saat sürdü. MGK, laikliğin Türkiye’de demokrasi ve hukukun teminatı olduğunu sert bir şekilde vurgulayan bir bildiri yayınladı.
28 Şubat 1997’deki MGK kararları hükümete bildirildi.
Kararda, laiklik için yasaların uygulanması istendi, tarikatlara bağlı okullar denetlenmeli ve MEB’e devredilmeli,
8 yıllık kesintisiz eğitime geçilmeli,
Kuran kursları denetlenmeli,
Tevhidi Tedrisat uygulanmalı,
Tarikatlar kapatılmalı,
İrtica nedeniyle ordudan atılanları savunan ve orduyu din düşmanıymış gibi gösteren medya kontrol altına alınmalı, kıyafet kanununa riayet edilmeli,
Kurban derileri derneklere verilmemeli,
Atatürk aleyhindeki eylemler cezalandırılmalı, deniliyordu.
Ama nedense Fetö‘nün okulları ve kurumları görmezden gelinmişti.
4 Mart tarihinde dönemin Başbakanı Merhum Necmettin Erbakan, MGK kararları yumuşatılmazsa imzalamayacağını söyledi ve imzalamadı.
13 Mart’ta Başbakan Necmettin Erbakan, medya tarafından MGK kararlarını “imzaladı” şeklinde sunuldu.
Bu tarihi kuyruklu yalan ancak 2013’te başlatılan “28 Şubat Post Modern Askeri Darbesi Davası” soruşturmasında Necmettin Erbakan’ın kararları imzalamadığı MGK tutanakları incelenerek teyit edildi.
Nitekim dönemin gazetecilerinden olan Mehmet Ali Birand da CNN Türk’te katıldığı Cüneyt Özdemir’in programında bu bilgiyi teyit etmiş, kendilerinin (gazetecilerin) kandırıldığını söylemişti.
28 Şubat’ın başka önemli bir yalanı ise zamanın İçişleri Bakanı, şimdiki İP Genel Başkanı Meral Akşener’e aitti.
Meydanlarda 28 Şubat’a direndim diyen Meral Akşener, kapalı kapılar ardında başta başörtüsü yasağı olmak üzere tüm yasakları desteklediğini ve uygulayacağını söylüyordu.
21 Mayıs’ta Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, ‘Ülkeyi iç savaşa sürüklediğini’ söyleyerek, RP’nin kapatılması için dava açtı. Dava sonucu Refah partisi kapatıldı.
10 Haziran’da Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay başkan ve üyeleri Genelkurmay Başkanlığı’na çağrılarak kendilerine irtica konusunda brifing verildi.
18 Haziran’da Necmettin Erbakan başbakanlıktan istifa etti. İstifasının nedeninin başbakanlığı Tansu Çiller’e devretmek olduğunu belirtti.
19 Haziran’da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hükümet kurma görevini o sırada arkasında TBMM çoğunluğu olan DYP lideri Tansu Çiller’e vermeyip, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’a verdi.
Değerli Basın Mensupları,
İşte 1000 yıl sürecek olacağı iddia edilen 28 Şubat kararları v süreci 2000‘li yıllara girdiğimizde hemen 3 yıl sonra unutuldu.
28 Şubat ve benzeri yapılanmalar, bugün chp ve ip’te yoğunlaşmaktadırlar.
Milletimiz dün, bugün ve yarın bunlara asla geçit vermedi, vermeyecektir.
28 Şubat post modern darbeye maruz kalan Merhum Başkan Necmettin Erbakan’ın dün ölüm yıldönümüydü.
Sözlerimin sonunda Merhum Başkanımız Necmettin Erbakan’ı saygı ve rahmetle anıyor, milletçe anti-demokratik güçlere karşı demokrasinin ilke ve gerekleri çerçevesinde mücadele edeceğimizin bilinci ile 28 Şubat darbesini kınıyorum.