İsrail’in Gazze’ye insani yardım taşıyan Sumud Filosu’na uluslararası sularda düzenlediği baskın, bir kez daha bölgedeki tansiyonun ne kadar kırılgan olduğunu gözler önüne serdi. Müdahale sonrası ortaya çıkan diplomatik gerilim ve İsrail Güvenlik Bakanı Ben Gvir’in skandal açıklamaları, insani yardım iddialarının “güvenlik” gerekçesiyle bastırıldığı yeni bir tabloyu ortaya koydu.
Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir’in Aşdod Limanı’nda yerde oturan barışçıl aktivistlere “Terörist” diyerek hakaret etmesi, İsrail hükümetinin sivil toplum hareketlerine yönelik sert tavrını açıkça ortaya koydu. Filistin’e yardım götürmeyi amaçlayan bir filo için kullanılan dil, olayın sadece güvenlikle ilgili olmadığını, ideolojik bir çatışmaya dönüştüğünü gösteriyor.
Türkiye, gözaltına alınan 48 vatandaşının durumunu yakından izlediğini duyurdu. İsrail’deki dini bayramlar nedeniyle işlemlerde gecikme yaşansa da, serbest bırakılmalarının önümüzdeki günlerde gerçekleşmesi bekleniyor. Ancak yaşananlar, Türkiye-İsrail ilişkilerinde yeniden bir kırılma yaşanabileceği yorumlarını da beraberinde getiriyor.
Sumud Filosu’nun en küçük teknesi Marinette, motor arızası nedeniyle ana filodan ayrı kaldı ve İsrail’in müdahalesinden kurtuldu. Şu an tek başına Gazze’ye doğru yol aldığı bildirilen gemi, filonun ruhunu yaşatmaya devam ediyor. Teknedeki aktivistlerin açıklamaları, Gazze halkına destek mesajlarının kararlılıkla sürdüğünü ortaya koyuyor.
İsrail, gemilerde silah bulunduğunu iddia ederken şimdiye kadar bu iddiayı destekleyecek somut bir kanıt sunmadı. Aktivistler, yanlarında sadece insani yardım malzemeleri olduğunu savunuyor. Bu durum, uluslararası toplumun bir kısmında İsrail’in ablukayı sürdürme politikasına dair eleştirileri artırabilir.